-
1 kısmet
- ti1) сча́стье, уда́ча; судьба́, у́часть, до́ляkısmeti açık — уда́чливый, счастли́вый
kısmeti ayağına geldi — ему́ привали́ло сча́стье
kısmeti bağlı — он невезу́чий
kısmet değil — не суждено́
kısmet olursa — е́сли посчастли́вится
2) су́женый, судьбаkısmeti açılmak — а) ему́ улыбну́лось сча́стье; б) ей посчастли́вилось встре́тить су́женого
kısmetini bağlamak — препя́тствовать заму́жеству путём нагово́ра
kısmeti bağlanmak — не вы́йти за́муж; отверну́ться сча́стью
kısmet beklemek — ждать свое́й судьбы́, ждать своего́ су́женого
kısmet çıktı — вы́пало сча́стье вы́йти за́муж
ona zengin bir kısmet çıktı — она́ вы́годно вы́шла за́муж
••- kısmet!- yarın gelecek misiniz? - Kısmet!
- kısmetini ayağıyla tepmek
- kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar -
2 kısmet
I s1) Los nt, Schicksal nt\kısmeti açıktı er war vom Schicksal begünstigt2) Kismet nt\kısmet olursa, ... wenn der Zufall es will,...\kısmet beklemek auf eine gute Partie warten\kısmet(i) çıkmak ein Heiratsangebot bekommenII interj\kısmet! ( belli değil) wer weiß!; ( ya olur ya olmaz) kann sein kann auch nicht sein!
См. также в других словарях:
kısmet — is., Ar. ḳismet 1) Tanrı nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip 2) Evlenme talihi Aslında kendi de şimdiye kadar bütün kısmetleri tepti. H. E. Adıvar 3) Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu 4) Talih, kader, şans 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmet beklemek — evlenmeyi, evleneceği kimseyi beklemek Şimdi genç değil, şöyle kırkını, kırk beşini aşmış, efendiden, ağırbaşlı bir kısmet bekliyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük